Şimdi şöyle… Starlight Princess diyorsun, kulağa masal gibi geliyor değil mi? Ama Slotter’da bu oyunu açınca fark ediyorsun ki… bu masal biraz galaksi tozlu, biraz da çarpanlı! Hani o pembe saçlı anime prenses var ya, sakın küçümseme. Çünkü o seni bir bakmışsın, göklere çıkarıyor.
İlk başta hafif alay ettim, “Ne bu kız oyunu gibi?” dedim içimden. Ama sonra o çarpan 100x’le gözüme gözükünce… sustum. Evet dostum, Starlight Princess öyle bir oyun ki, seni hem utandırıyor, hem de içten içe “iyi ki tıkladım” dedirtiyor. Her spin bir ışık gösterisi sanki. Ve müzikler de cabası, insanın içi coşuyor.
Şimdi bu oyunda klasik ödeme çizgileri falan yok. Her yere dağılmış semboller, pat pat pat… topluyor seni galaksiye. Özellikle mavi, yeşil taşlar bir araya gelince gözler ışıldıyor. Ama işin kraliçesi o çarpanlar işte.
Bir anda geliyor, “x50” yazıyor, sen ekran başında nutkun tutulmuş şekilde kalıyorsun. Ve tahmin et, bu büyülü anlar en çok Slotter’da keyifli. Neden mi? Çünkü donma yok, takılma yok. Sadece sen, prenses ve o galaktik kazançlar. E bir de spin tuşuna basan parmak tabii.
Starlight Princess bazılarının gözünde hala pembe bir hayal olabilir. Ama oynayan bilir, bu işin içinde gerçek matematik var. Evet, evet, matematik! Çünkü çarpanlar öyle plansız çıkmıyor. Her sembol dans ediyor adeta. Ve sen kazanırken içinden “böyle tatlı tatlı kazanalım hep ya” diyorsun.
Slotter’da bu oyunun atmosferi başka. Arka plan, yıldızlar, prensesin “Multiply!” diye haykırışı… bir yerden sonra oyunla duygusal bağ kuruyorsun. Ve bu bağ, seni her seferinde yeniden oynamaya itiyor. Kandırılmıyorsun. Eğleniyorsun.
Starlight Princess sadece kazandırmaz, motive de eder. “Sen yaparsın!” der gibi bakıyor ekranın ortasındaki o anime kız. Ve sen yapıyorsun. Çünkü oyun seni bırakmıyor. Bir dönüyorsun, bir daha… sonra bir daha.
Slotter’la bu oyunu oynamak bir ayrı keyif. Arayüzü tertemiz, müzikler insanı sarıyor. Tatlı tatlı kazançlar geliyor, arada büyük patlamalar da. Ve sen mutlusun, çünkü oyun seni yormuyor.
Bak kardeşim, adını duyunca bile ağız sulanıyor: Sweet Baklava. Ama bu tatlı öyle bildiğin şerbetli…
Şimdi bak… bu Wisdom of Athena, öyle “aa işte tanrıça varmış” deyip geçilecek bir oyun…
Şöyle söyleyeyim… Big Bass Bonanza, sıradan bir slot değil. Slotter’da denk geldim, dedim “Bu ne…
Bak açık söyleyeyim… Fruit Party, adından da belli, tatlı mı tatlı bir slot. İlk gördüğümde…
Şöyle düşün… Gece vakti. Ay tepede. Uzaklardan bir uluma sesi. Ve sen, ekran başında o…
Yani… bu oyunun adını duyunca bile ağızda bir şeker tadı kalıyor. Sugar Rush... İlk başta…